Agos gazetesi yöneticisi gazeteci Hrant Dink Gazete'nin önünde katledildi. Bu cinayeti şiddetle kınıyorum, tetiği çekeni de, çektirenleri de lanetliyorum.
Bu cinayet önceki aydın cinayetleriyle birlikte düşünülmelidir. Ve analizlere şu bakış egemen olmalıdır: Bu cinayetten en kazançlı, en yararlı çıkanlar kimlerdir, hangi merkezlerdir? Bu soruya verilecek doğru yanıtlar bizi çoğu zaman gerçeğe ulaştıracaktır.
Şimdiden kimi ağızlardan iler tutar yanı olmayan yorumlar gelmeye başladı bile. Türkiye'nin Ortadoğu ve Kuzey Irak konusunda emperyalist planların yörüngesine çekilmesi amacıyla istikrarsızlaştırma operasyonlarının hedefi, alanı olduğu, olacağı tahmin edilmesi zor bir olgu mudur? Dink cinayeti de Türkiye'nin Balkanlaştırılması, Yugoslavya'laştırılması sürecinde iç savaş koşullarına sürüklenmesi çabalarına, söz konusu amaçla kışkırtma (provakasyon) tertiplerine tam da uygunluk gösteriyor. Bugüne kadarki emperyalist saldırıların yarattığı ulusçu yükselişi önleme amacına, Avrupa Birliği'ne girme adına her şeyimizi yitirmemizi isteyenlerin sömürülerinin önündeki engellerin kalkmasına, bundan böyle ulus yararına edilecek her haklı sözün önünün (hem de uzun zamandır haklılıklarını tümüyle yitirmişlerken) anında kesilmesine, ülkemizdeki gerginliğin artmasına cuk oturuyor.
Öyleyse sorumuzu yineliyoruz: Dink cinayetinden en çok hangi merkezlerin yararı var?
Ama boşuna uğraşıyorlar. Bu ilk tertip değildi. Başaramadılar, tutturamadılar. Bu ulusun mayası sağlam, özü sağlam. Umutsuzluğa yer yok! İnsanımız kimin, neyi, ne amaçla yaptığını öyle iyi anlıyor ki, dedim ya, boşuna çabalıyorlar!
Türkiye hiçbir toprağa benzemez!