Pazartesi, Kasım 27, 2006

TÜRKTARIM DERGİSİNİN 171. SAYISI YAYIMLANDI

T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI YAYIN ORGANI TÜRKTARIM DERGİSİNİN 171. SAYISI YAYIMLANDI

SAYI: 171
EYLÜL EKİM2006
KAPAK KONUSU:
İŞLETME STANDARTLARININ GELİŞTİRİLMESİTOPRAK MÜLKİYET YAPISI

Sunuş
YÂR-I SADIK "Kara Toprak" Sadi DEMİRCİ Yayın Dairesi Başkan V.
Gündem
İstanbul'da Tarım Fuarı'nda konuşan Bakan Eker: "Tarımda miras yoluyla arazilerin parçalanmasının önüne geçilmeli"
Gündem-Söyleşi
Van Valisi M. Niyazi TANILIR: "TÜGEYP'in devamı gelmeli"
Gündem-Söyleşi
Van Ticaret Borsası Başkanı ve Van Organize Hayvancılık Bölgesi Genel Müdürü Feridun IRAK: "Van Organize Hayvancılık Bölgesi ülke hayvancılığına model oluşturacak"
Gündem-Söyleşi
Et ve Balık Kurumu Van Et Kombinası Müdürü Hamit ÇAKIR: "EBK sayesinde üreticiler yeniden besiciliğe yöneliyorlar"
Gündem-Söyleşi
Kars Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Fevzi KAYA:"Hayvancılığa verilen desteklerden memnunuz"
Gündem-Makale
Kaba yem kaynaklarının gelişimi ve üretimi stratejileriOsman ÖZBAYTKB, TÜGEM Çayır Mera Yem Bitkileri ve Havza Geliştirme Daire Başkanı
Kapak Konusu
Tarımsal yapı bozuklukları ve işletme analiziDr. Zafer BABAGİRAYTRGM Arazi İşleri Dairesi Başkanı
Kapak Konusu
Türkiye'deki köy sorunları için çözüm arayışlarıErtuğrul GÜREŞÇİAtatürk Üniversitesi Öğr. Gör.
Kapak Konusu
Tarımda toprak mülkiyet yapısı ve işletmelerinin iyileştirilmesiYard. Doç. Dr. Sema GÜN
Kapak Konusu
Gelişimci tarım programının önkoşulu Mahir GÜRBÜZ / TEMA Danışmanı
Değerlendirme
Tarımda yeni nesil kooperatiflerProf. Dr. Erkan REHBER Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü
Değerlendirme
Gıda güvencesi için tarıma yatırımFAO 2006 Dünya Gıda Günü Bildirisi
Değerlendirme
Türk tarımında yeni fırsatlarProf. Dr. Kenan ÇELİK Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim GörevlisiDr. Sadettin GÜLTEKİN Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Tarım Kitaplığı
Türkiye İçin TarımMahir Gürbüzİsmet AYDIN Zir. Yük. Müh.
Tarım Mevzuat
Tarımda danışmanlık sistemiAyşe KAPLANİletişimci
Tarım Kültürü
Yaşanmış Türkü HikayeleriBülent SEZERZir. Yük. Müh.
Şifalı Bitkiler
Yeşil SağlıkOğuz TUNAZir. Yük. Müh.
Yayım
Kuş Gribi
Yaprak
Balkan'ların Türkçesi: Hasan MERCAN / Günay GÜNER / TMO
Bilim-Teknoloji
Gen değiş tokuş yöntemiyle insektlerin sterilize edilmesi Karpuzun kırmızı gücüİleri teknoloji paketleme filmleri meyve sebzeleri taze tutuyor Üzümsü meyveler beyin gücünü artıtıyor Kuzulardaki selenyuma dikkat Yasemin ÇEVİK Zir. Yük. Müh. Nurcan KARAKUŞ SAĞLAM Mütercim
Tarım Kitaplığı
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığıİsmet AYDINZir. Yük. Müh.

Salı, Kasım 21, 2006

Atilla Yayla adlı "bu adam" Gazi Üniversitesi'nden kovulmalıdır!

Atilla Yayla adlı kişi Gazi Üniversitesi'nde profesör. Aynı zamanda Liberal Düşünce Topluluğu Derneği diye bir dernek kurmuş ve buranın başkanı olmuş. Bir süre önce katıldığı televizyon programında rastlamıştım. Sevgili Ataol Behramoğlu'yla, Prof. Dr. Necla Arat'la, edep sınırlarını aşan bir biçimde atışıyordu. O gün notumu verdim "bu adam"a. "Bu adam" en son İzmir'de, iktidar partisinin gençlik kollarının düzenlediği bir panelde göründü. Karakterini ortaya koyan sözler etti: "Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder. İleride artık bizlere neden her yerde bu adamın (Atatürk) heykelleri, fotografları var diye soracaklar." diye laflar söyledi. "Bu adam" neresiyle eğitim görmüş, neresiyle okumuş, şaşıp kalıyor insan. İfade özgürlüğü meraklıları yakında bu lafların önünde de biad ederler, bu hakareti, kin safralarını da düşünce diye yutturmaya çalışırlar, "bu adam"da da boncuk ararlar. İktidar partisi de gene yanlış anlaşıldığını, kendilerinin değil söyleyenin düşünceleri olduğunu açıklayabilir. (Ne hikmetse, bu rastlantılar hep aynı yerlerde gerçekleşiyor. Televizyonlar koşmacı diye bula bula "bu adam"ları buluyorlar.)
Anmaya bile değmez ama şu iki tümcede de düşünce adına bir kırıntı bile bulma olanağı var mı? Olsa olsa zavallığın, acizliğin pervasızca dışavurumu? Başka bir şey değil. Dünya üzerinde emperyalizme karşı utkuyla sonuçlanmış ilk bağımsızlık savaşını yaratan, insanını kulluktan kurtarıp yurttaş kılan, yurttaşlarını daha nice güzelliklere layık görüp, bu erdem pırıltılarını, yüksek bilinci en kısa zamanda büyük bir çalışmayla ve emekle ulusuna ulaştıran ulu hareket ilerleme değil gerileme anlamına gelecek, öyle mi? Buna aklı başında, namuslu kim inanır? Kim ikna olur? Ama saldırganları bu kadar hırçınlaştıran da bu gerçekler değil midir?
Türk ulusunun sevgi ve saygısını her an yenileyip, büyüttüğü büyük önder Mustafa Kemal Atatürk için "bu adam" demek nasıl bir ruh halinin sonucudur? Türk ulusu bir kasabada, bir köyde bile gün oluyor, Atatürk'ün heykelini, büstünü yaptırıyor. Yalnızca yüreklerindeki eşsiz yerde sürekli yaşattıkları için. Sevgisi hep canlı olduğu için... Gönüllerindeki bağlılık yaşadıkları şehirlerin en güzel yerlerinde somutlaşsın istediklerinden kuruyorlar Atatürk heykellerini, büstlerini. Kimileri bunun zorlamayla olduğunu mu sanıyor? (Yaşamları zorlamadan ibaret olanların bu gerçeği anlamalı da beklenemez.) Şimdi bunu da mı düşünce sayacağız? Bu hakareti, saygısızlığı sıradan saymak, buna karşı sessiz kalmak olanaksızdır! Dünyada diğer bazı halklar önderlerinin kuramlarının ve heykellerinin yıkılışına seyirci kaldılar. Ama hala anlamayan kalın kafalı "bu adam"lar iyi anlasınlar ki, ne Türk ulusu o toplumlara benzer, ne de Atatürk o önderlere benzer! Bu türden saldırılara bakmayın. Türkiye'de Atatürk anıtlarına da, Kemalizme de dil uzatacakları, hiç bir başka güce gerek kalmadan, en başta Türk ulusu tükrüğüyle boğar. Görülüyor işte; televizyonları, gazeteleri, internetleri, okulları, şura'ları, copları, tarikatları, aşiretleri, bombaları, mayınları, ABD'leri, AB'leri yirmi dört saat Kemalizme saldırı için çalışırken bütün yapabildikleri bu kadardır! Bütün güçleri budur. Daha fazla değil!
Biz aydınlanmacılar her an daha bilinçleniyoruz, çoğalıyoruz. Anket sonuçlarında bile gizleyemiyorlar. Açıkladıkları oranlardan da çok sayıdayız. "Bu adam"lar biliyorlar. Korkuları, telaşları bundandır.
Nasılsa mensubu olduğu Gazi Üniversitesi "bu adam"ı yerinde tutacak mı? Atilla Yayla adlı adam Üniversite'den hemen kovulmalıdır! Atatürk'e ve Cumhuriyet'e hakaret edenler ulusun ekmeğini yiyemezler, gençlerimize eğitim veremezler.

Perşembe, Kasım 02, 2006

Orhan Pamuk ve Muhalif Aydın Olmak

Orhan Pamuk'a Nobel verilince iki sözcük çok dillendirilir oldu: Muhaliflik, zevkini çıkarmak. Neyin zevkini çıkaracağımızın kararını bize bırakmaya niyeti olan pek yok anlaşılan. Bunu bile dayatmaları bir yana, asıl gücüme giden Nazım Hikmet gibi bir büyük şair ve düzen karşıtıyla (muhalif) Orhan Pamuk'u yan yana koyma gayretleri. Bunu yapmaya çalışanlar o yıllrdan bugüne nelerin, "karşı olunan" düzenlerin ve karşı olan aydınların nasıl bir değişim geçirdiklerini hiç düşünmüyorlar mı? Burada Nazım Hikmet adıyla simgeleştirilen otuzlu, kırklı yılların yazarları emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı, ulusal bağımsızlıktan ve gururdan, eşitlikten, özgürlükten, barıştan, onurlu bir gelecekten yana, estetik güç ve sosyalist bilinç içinde kavga verdiler. Üzerlerine gelen güç ise bütün bu değerlerin karşıtıydı. Seksenli yıllardan sonra dünya; aydınlar, yazarlar, devlet yapıları nasıl şekillenmiştir? Emperyalizmin bölmeye, parçalamaya, haritalarını değiştirmeye, gericileştirmeye çalıştığı ulus devletlerin dirençlerinin karşısında yer almak mı aydın olmak? Ne aydın aynı aydındır, ne de rejim aynı rejim. Orhan Pamuk'larla Nazım Hikmet'ler yan yana konulamaz, özdeşlenemez, kıyaslanamaz!