Cuma, Eylül 18, 2015

Demek ki Neymiş?




Demek ki Neymiş?

Günay Güner

            Olanı biteni herkes izliyor. Söze en sonundan başlamalı. Demek ki neymiş?
·         “Masumiyet karinesi” başat kurallardanmış. Savcının savları yargılama sonucunda kanıtlanana değin sanık suçsuz sayılmalıymış. Hele de geçen yıllar içinde hâlâ kanıtlanamıyorsa, ipe sapa gelmez sözlerden başka bir söz duyulmuyorsa olay yargılama olmaktan çıkarmış, bir rezalete dönüşürmüş.
·         Basın, sorgu merkezinden sızdırıldığı belli kara çalmalarla çarşaf çarşaf yalanlarla kişilik haklarına saldırmamalıymış. Basın ahlakı taşıyan her basın kurumu, gazeteci öncelikle halkın gerçek bilgi alma hakkını karşılamakla, yerine getirmekle görevlidir, bu işten sorumludur. Birtakım çıkar kesimlerinin devleti işgal planlarına, milyon dolarlarla dillendirilen sömürülerine, ahlaksızlıklarına yarar sağlamak yönünde tetikçilik yapmak gazetecilik değilmiş.
·         Soruşturmaya, yetkisiz orunların, yönlendirme,  kanıt karartma, terör estirme, gözdağı verme amaçlı karışmaları kabul edilemezmiş. Hele hele yürütmenin yargıya ilişkin olarak “Şöyle yapmıştı onun için içeri attırdık”, “Bu davanın savcısıyım”, ”O elleri kırarız”… türünden sözler ederek devlet “derin”liğiyle, ağırlığıyla, erkler ayrılığıyla bağdaşmayan eylemlerde bulunması demokrasiye taban tabana aykırıymış.
·         Devleti ele geçireceğiz, diye ortak iş görürken, hangi aydın karşı ses çıkarsa, eleştirse hemen sabahın üçünde evini didk didik ede ede, sahte “belge” bıraka bıraka basıp, ortaklığa hiç halel getirmeden anında tutuklarsan yıllarca hücrelerde duyunçsuzca çürütürsen bugün sana yapıldığında da sesini duyan olmazmış.
·         Türeyi (adalet) gördüğün yerde kazırsan, Sivas Kıyımı için bile “Eh, kışkırtılanlar böyle işler de yapabilirler” dersen, “Hayırlı olsun!” sözleriyle, kanlı kurban ayini düzenler gibi “kutsarsan”, gereksinim duyduğun günler geldiğinde yakınmayacakmışsın, ağlamayacakmışsın.

Bu anımsatma çabamız uzar gider. Acılarımız o değin çoktur, yoğundur.
Cemaat-AKP savaşı denen çatışma Türk Devriminin, aydınlanmasının yararına sonuçlanacak bir çatışma değildir. Hangisi kazanırsa kazansın gerici, kanlı diktatörlüğünü pekiştirecektir. Koşullarımız öngörülemeyeceği kadar ağırlaşacaktır.
Devrimciler, Atatürkçüler her kesimden daha birikimlidir.
Savaşımı kararlılıkla sürdürmeli gerçekleri sabırla açıklamaktan geri durmamalıdır.


 25 Aralık 2013

Hiç yorum yok: