Cuma, Eylül 18, 2015

Haklı Çıkmanın Kederi




Haklı Çıkmanın Kederi


Günay Güner


            Sevgili İlhan Selçuk zaman zaman bu duyguyu yaşar ve Pencere’de yazardı. Yine haklı çıktık, der, kahırlanırdı. Bu satırların olsa olsa Selçuk’un çırağı olabilecek yazarı da bu duyguyu sıklıkla yaşamakta.
            Daha ilk anında Uludere kıyımını yorumladık. Daha bir saat öncesine değin TSK düşmanlığını meslek edinenlerin, yalan kalmayıp yayanların birden TSK sevdalısı kesildiklerini alıntılarla, kanıtlarla yazdık. Gerçekler sorumluluk bilinciyle çalışan birkaç yayın organında ortaya konulmasına karşın “yetkili”lerden hâlâ ses yok!
            Aydınların aymazlığından (ki bunlara ne değin aydın denileceği çok tartışılır) söz ettik. Yine olaylar ve olgular sunduk. Kanıtladık. Ardından ne oldu? İstiklal Caddesi’nde yürüyüş yapanlar yalnızca Nedim Şener ve Ahmet Şık için yürüdüklerini, gösteri yaptıklarını açıkladılar.
            Ne demeli? Keşke yanılsaydım, demekten başka insanın dilinden bir şey gelmiyor.
            Gelmiyor gelmesine ya bu ve benzeri olayları gözleyen kaç kişi ders çıkarıyor, bir yargıya varıyor.
            Haklı çıkmanın nedeni yeryüzünün koşullarını insan özgürlüğü, erdem, nesnel bakış ve belki de tümünden önemlisi ilerleme düşüncesi bağlamında çözümleme çabasıdır.
            Bu bakış gelişmeden gerçeğe ulaşmak neredeyse olanaksızdır.
            Bertrand Russell, Paul Sartre, Albert Camus, Simon de Beaivoir gibi kişiler bunun için hâlâ değerlerinden bir şey yitirmeyen gerçek aydınlardır.
8 Mart 2012











           


Hiç yorum yok: